Babam Film Eleştirisi

Çanakkale'nin tarihi yarımadasında, tarihi sardalya fabrikasının mütevazi öyküsünü izlerken, annesini kaybetmiş çekirdek bir ailenin yaşamına konuk oluyoruz. Baba ve oğul arasında oluşmuş ince bir perdenin açılışına ve güneşe beraber bakabildiklerine tanıklık ediyoruz. Tüm bunların yanı sıra, baba yadigarı fabrikanın kapitalist sisteme kafa tutmaya çalışmasından, kız çocuklarının okutulmamasına, atanamayan öğretmenlerden, kadına şiddete kadar birçok yan konununda işlendiğine vurgu yapalım. Tüm bu yan konular filmin içine ustalıkla serpiştirilmiş ki, hem filmin ana konusu izleyiciyi bunaltmıyor, hemde hayatın içinden anekdotlar bize eşlik ediyor.

Çetin Tekindor'un başarıyla canlandırdığı "baba" karakteri aslında hepimizin babasıyla kıyaslanabilecek düzeyde işlenmiş, sıcaklığı ve soğukluğu derecesinde yansıtılmış. Baba figürünün kalbine giden yollar kalın duvarlarla çevrili, yolları çetrefilli ve kapıları kilitli... Bütün bu engellerini aşarşan içinde bambaşka bir dünyayla karşılaşıyorsunuz.

6 Ekim 2017'de Nihat Durak'ın yönetmenliğinde vizyona giren film, bir ailenin dramını anlatmaktadır. Yönetmeni daha önce: Babam ve Ailesi (2016), Asla Vazgeçmem (2015) ve Mutlu Aile Defteri (2012) filmlerinden de hatırlayabiliriz. "Babam" filminde ele aldığı asıl konu zihinsel engelli oğlu Arif ile olan iletişimi, ona karşı hissettiği buruk duygularının değişimidir.

Bilirsiniz, kimse doğarken ırkını, cinsini, milletini, dinini, maddi imkanlarını seçemez ve seçemediğimiz birçok şey arasında sağlık durumlarımız da mevcuttur. Arif'te doğuştan zihinsel engellidir, annesi ölene kadar onun bakımını yapmıştır. Annenin yokluğunda tüm sorumluluk babaya kalmıştır. Baba bu omuzlarında ağır bir yük hissetmektedir. Arif, bu yaşa gelene kadar balık yemeyi değilde balık tutmayı öğrenseydi (öğretilseydi) her şey daha farklı olabilirdi. Engelli bireylerin kendi temel ihtiyaçlarını karşılayabilir durumda olduklarını Feride öğretmen vurgulamaktadır. Filmin içindeki dipnotları okumakta fayda var.

Birçok "engelli" temalı dram filmlerinde "acının" ne olduğu fazlasıyla ve çoğunlukla abartının uç noktalarında maalesef görmekteyiz. Babam filminin diğerlerinden ne farkı var diye soracak olursak, sanırım ana konunun üzerinde izleyiciyi boğacak kadar detay verilmemesi ve aynı zamanda neredeyse eşit parçalarla işlenmiş yan konuların oluşudur. Sizde katılacaksınız ki dünya bir tek Arif'in etrafında dönmüyor.

Kronikleşen "atanamayan öğretmenler" sorunsalına vurgu yapılması, kapitalist sistem çarkında büyük balıkların küçük balıkları nasıl yuttuğunu, kız çocuklarının okutulmaması ve kadına şiddetin olağanlığına da parmak basılmaktadır. Çetin Tekindor, Cezmi Baskın, Erkan Kolçak Köstendil, Melisa Şenolsun ve Ali İhsan Varol gibi oyunlarla oluşan kadro da, en zor rollerden birini canlandıran Berker Güven'e de tebriklerimizi sunuyoruz.

"Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşa, yarın ölecekmiş gibi öğren." -Gandhi-

Bilgi: Film çekimleri temmuz ayının sonlarında başlayıp ağustos sonlarına doğru bitmiş ve Gelibolu yarımadasında çekilmiş. Ağustos başlarında bende Gelibolu'daydım karşılaşmak isterdim.