Mutluluğu Bekliyoruz

Kaçan trenin yeni seferini bekler gibi...

Sende başka bir zamanda, başka bir yerde, başka birinin hayalinde olmayı isterdin. İsteklerin cevapsız kalır çoğu kez, kelebeklerin kanatlarına ağır gelir böyle şeyler. Tren yola çıkmış, arkasından sadece bakmakla yetinirsin. O treni nasıl kaçırdığına hayıflanırsın, kendine kızarsın. Geçmez üzüntün, o trenle beraber neler kaçırdığını bilemezsin. Bildiklerin ise sınırlı... Vagonlarından birinde olmak için neler verebileceğini "keşkelerle" ölçer yinede karşılığını bulamazsın. O trenin, o seferi "çok mu önemliydi?" diye sorarsın. Önemliydi, artık kaçırdığın için daha da önemli hale geldi. "Mutluluk", bir ihtimal kaçırdığın trenin içinde kaldı, senden gitgide uzaklaşıyor; bir ihtimal seninle kaldı istasyonda yeni seferini bekliyor.  Bu bile seni hüzünlü bir gülümsemeyle heyecanlandırıyor.

Gidenlere "geçmiş zaman" diyorlar. Arkamızda bırakmayı bir türlü öğrenemediğimiz, yarım kaldığına kanaat getirdiğimiz, aslında yapabilecek hala son bir hamlenin varlığına inandığımız, ismine tezat düşen bir beklentidir geçmiş. Ondan ne bekleyebilirdik ki? Baksana umarsızlığına "geçmiş gitmiş" sözde. Geçmişini yolda görsen belki dönüp yüzüne bile bakmazsın ama bir düşünsene? Sana o kadar sadakatli ki sürekli peşinde(!)

Tren biletlerinde kalkış saatleri de yazar, gideceği istasyonlarda... Biletine bak! henüz kaçırmadığını fark edeceğin yolculuklarını göreceksin. Tarihini, saatini, yerini senin belirlediğin, cam kenarı koltuğunda, mütevazi bir seyahat... tamamıyla iadesi mümkün bir bilet. Tüm hakları sende saklı olan. Ve hatta yol arkadaşını kendin belirlediğini de unutma. Yolculuğu bu kadar seven biri olarak, bu seferi kaçırmamalısın.

Geri dönüşümü mümkün olmalı zamanın. Affetmeli bizi.Sonra kaldığı yerden devam. Mutluluğa bir bilet daha kesildi şimdi. Sıradaki senin olacak.

Not: Biletler sınırlı sayıda, elinizi çabuk tutun.