Popüler Kültür Bağlamında Fast Food

“Hazır ve hızlı yeme” anlamına gelen Fast-Food tüketim biçimi toplumun tüketim bakımından benzer hale getirilmesi sürecidir. Endüstriyel toplumların tüketim tarzı olan Fast-Food, küreselleşme süreciyle birlikte daha da yaygın hale gelmiştir. Zamandan tasarruf etmek için tercih edilen bu tüketim biçimi zamanla toplumsal kültürün bir parçası haline gelmiştir. Özellikle çocukların ve gençlerin tercih ettiği bu tüketim tarzı beraberinde sosyal sorunlara yol açmaktadır.

Bu bağlamda değerlendirdiğimiz zaman fast-food öncelikle yemek alışkanlığını etkilemektedir. Özellikle Türk toplumunda önem verilen akşam yemeklerinin etkilenmesine neden olur. Ailenin bir arada bulunduğu yemek saatlerinde özellikle gençlerin ev yemeklerine karşı olan isteksizliği aile içi kopukluğa neden olur. Bireyin aile ile olan, ebeveynlerin çocukları ile olan iletişimsizliği açığa çıkar.

Küresel modern dünyanın yemek kültürü olan ve hazır yemek, ayaküstü yemek anlamına gelen fast food tüketim tarzı ailenin çoğu fonksiyonunu olumsuz etkiler. Ailenin tüm işlevlerinin en önemlisi kültürü aktarma işlevidir. Aile topluma yeni bireyler kazandırmasının yanı sıra bu bireylere kültürün öğretilmesi, aktarılması, bireylerin topluma kazandırılması ile ilgili de çok önemli işlevleri yerine getirmektedir. Modern zamanlarda ailenin tüm bu işlevleri bazı sebeplerden dolayı giderek körelmektedir. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:

a. Gençlerin batı kültürüne olan ilgisi
b. Gençlerin boş zamanlarında aileleri yerine kafeleri tercih etmesi
c. Gençlerin aileleriyle vakit geçirmek yerine çeşitli teknoloji unsurlarını kullanmaları
d. Aile ile birlikte yapılan temel etkinliklerden olan “birlikte yemek yeme”nin yerini alan, “fast-food”tur. Fast food “hızlı yemek” anlamına gelir. Modern toplumların oluşmasıyla birlikte zaman kavramının da önemi artmıştır. Bunun başlıca sebepleri şu şekilde sıralanabilir;
a. Kadınların iş hayatına girmeleri
b. Uzun iş saatleri
c. Büyüyen şehirlerde ortaya çıkan ulaşım problemleri, gibi faktörler nedeniyle zaman, insanların hayatında önem kazanmıştır. Kısa sürede hazırlanmasına rağmen son derece ekonomik olan fast food günümüz toplumlarında sıkça tercih edilmektedir. Aynı zamanda “ayaküstü yemek” anlamını taşıyan fast-food tüketimiyle de zamandan tasarrufu sağlamaktadır.

Tüm bunlar yaşanırken fast food tüm hızıyla kendi kültürünü tüm dünyaya yaymaya devam etmektedir. Kapitalist düzen içerisinde daha az kaliteyle daha fazla kazancın nasıl sağlanacağını şirketçe düşünülürken, diğer tarafta da ayakta kalma mücadelesi veren vasat, yerel işletmeler, kendi ürünlerini “batı” tarzında satmaya çalışmaktadırlar. Köfteyi odun ekmeğinin arasında sunmak yerine hamburger ekmeğiyle satmak yerel işletmelerin ayakta kalmasını sağlamaktadır şimdilik.

Fast-food tüketmek günümüzde modernleşme unsuru olarak görülmektedir. Fast food tüketmek gençler arasında giderek yayılmaktadır. Evde aileleriyle birlikte yemek yemektense fast food türü yiyecekler tüketmeyi tercih etmektedir. Bu durumun başlıca sebepleri arasında gençlerin kendi kültürlerine olan duyarsızlığı ve diğer kültürlere olan zaaflarıdır. Modern olmak, batıcı olmak değildir. Modern olmak, batının kültürlerini kendi kültürümüze dayatmak değildir. Aksine, kendi kültürümüzü koruyarak, teknik anlamda gelişmeleri benimsemek ve onları kullanmak olacaktır.

Kadınların çalışma hayatında daha fazla yer almaları, ev ve aile yaşamını kolaylaştıran ürünlere duyulan ihtiyacı artırmıştır. Ailelerin beslenme ve yemek pişirme alışkanlıkları, yemek hazırlamaya ayırdıkları zaman, hazır yiyecekleri tüketme miktarları ile pişirme yöntemleri zaman içerisinde önemli derecede değişmiştir. Gıda üretim, işleme ve pazarlama yöntemlerindeki gelişmeler ailelerin yemek hazırlama faaliyetlerine yeni boyut kazandırmıştır (Baysal, 2003‟ten aktaran, Kılıç ve Şanlıer, 2007, s.32)
Giderek ev yemeklerinin tüketimi azalmaktadır. Buna karşın fast food gün geçtikçe tüketimini arttırmaktadır. Hal böyleyken durumu sağlık açısından da değerlendirmek gerekir. Fast food’un çıkış noktası olarak Amerika’yı ele alırsak, bu ülkenin ne siyasi nede ekonomik anlamda bir yetersizliği vardır. Ülkenin bütün sorunu “obezite” olmuştur. Çünkü fast food kullanımının en yaygın olduğu ülke Amerika’dır. Sağlıklı besinler yerine tercih ettiğimiz fast food ürünleri hem vücut gelişimini fiziksel açından etkilemekte hem de psikolojik gelişimimizi tehdit etmektedir.

Fast food satan markaların müşterilerle kurdukları samimi iletişim dikkatlerden kaçmamaktadır. Düzenlenen kampanyalarla “biz buradayız” imajını veren ve bunu başarılı bir şekilde sürdüren markalar, tüm reklam mecralarını kullanmaktadırlar. Kullandıkları kilit açıcı kelimeler ve müşterilerini değerli gösteren cümlelerle satış oranlarını artırmaktadırlar.

Burger King’i ele almak gerekirse, Müslüman ülkeler için yaptığı çalışmalardan biri, “Helal Et” uygulamasıdır. Düşünüldüğü zaman müthiş bir halkla ilişkiler uygulaması olarak kabul edilebilir. Kökenleri yabancı ülkelerde olan fast food’da kullanılan malzemeler çeşitli inanışlara göre aykırı düşebilir. Bununda önemlini alan Burger King “helal et” sertifikasıyla karşımıza çıkmaktadır. Sadece Müslümanlar için değil, diğer ülke vatandaşları ve dinlere göre değişim gösteren stratejileri vardır.

Bu tür kurumlar ürünlerini satmak için kolaylıkla yalan söyleyebilir, yanlış bilgi verebilirler. Haberlerde onlarca skandal görmemize rağmen yine de fast food tüketiminden vazgeçemiyorsak, öncelikle irademizi, sonrada bilgiyi okuma becerimizi kaybetmişiz demektir.

Sağlıklı günler Türkiyem.